14 Mayıs 2020 Perşembe

Hayal mi? Kuralım.


Sürekli bir şeyler alırken harcadığımız para, o parayı kazanmak için harcadığımız zaman yani ömrümüzdür aslında. Tamam doğru. Peki sürekli kurduğumuz hayaller ne? Onları da kurmak için ömrümüzden harcamıyor muyuz? Bu zamana kadar kurduğun hayalleri düşün mesela. Onları düşünmek için harcadığın zaman onları düşünürken harcadığın hislerin yanında hiçbir şey. Hayal kurarken hislerimizden harcarız. O hisleri sağlayan ruhumuzdan harcarız. Sürekli alışveriş yapmak, hayal kurmaktan daha ucuz aslında. Çünkü boş yere harcadığımız duyguların yerine yenisi asla gelmiyor. Benzerleri gelse dahi asla aynısı olmuyor. En güzel duygularımızı, güzel olması şart değil kötü de olsa tüm duygularımızı sürekli hayal kurarak, sürekli benzer şeyleri düşünerek tükettiğimizde yaşarken kullanacak ne bulacağız?

5 Nisan 2020 Pazar

28'e doğru!

Altı gün sonra 28 yaşıma giriyorum. 27 mükemmel olacak diyordum. Gerçekten mükemmel geçti. Benim için muhteşem insanlık için acı dolu. Belki de hayatımın en güzel, en kararlı, en kendinden emin ve en değişken yılıydı. Üst üste o kadar çok şey oldu ki o kadar çok olay geçti ki bazen sıralamasını dahi unutuyorum. 

Unutmadığım tek bir şey var her defasında kendim olmayı seçince mutlu oluyorum. Bazen mutluluk o kadar sahte, o kadar bulanık görünür ki bize kendimiz olmaktan vazgeçeriz onu elde etmeye çalışırken. Halbuki asıl illüzyon budur. Kendimizi o sahte mutluluğu elde etmek için harcadığımız çaba içinde buluruz ya da kaybederiz. Göz yanılsamasından başka bir şey olmayan bu mutluluk için yorulur, yıpranırız. Hepsinin sonunda hayat bi şekilde ayna tutar "kendin ol!" der.

Mutluluğu kovalamak yerine kendin olmayı seçmelisin her zaman. Beni ben yapan tek bir şeyden dahi vazgeçtiğim noktada eksiklerimle mutlu olamam. Olunmuyormuş bunu gördüm.
27 yaşımın her anında bunu gördüm. 28'de fazlasıyla uygulamaya çalışacağım. Şöyle de bi gerçek var ki; " Huylu huyundan vazgeçmez." "İnsan 7'sinde neyse 70'inde de odur." " Üzüm üzüme baka baka kararır." ( pardon bu burası için değildi). 
Geçen gün Ebrumla yine bir anda kendimizi hayal kurarken bulduk, hepsi de çok güzel hayaller. Gerçek olmasını çok isteyeceğimi şeyler. Sonra bana "biz yine kaptırdık kendimizi, yine üzülmeni istemiyorum olmazsa" dedi. (Çünkü o benim canımmmm) Olsun ne olacak sanki biz yine kuralım hayal dedim. " Alıştın zaten yıkılmaya bu ilk düşüşün olmaz" dedi. (beni en çok bilen.) Evet dedim bu ilk düşüşüm olmayacak sıkıntı yok. Yine gerçekleşme ihtimali çok düşük hayallerle çıkaralım kendimizi bulutlara yere çakılmak benim uzmanlık alanım. Hayal kırıklığı önce soğuk geliyor ama girince alışıyorsun.

Çünkü yine çok erkenden, çok büyük cümleler kuruyoruz. Engelleyemiyorum.
Yine ağlayacağım şeyler var. Benimki anlatmak ya da anlamaktan çıktı artık hissediyorum. Ne olursa olsun yine ağlayacağım şeyler var. Winter is coming...

"28" "yirmi sekiz" koskocaman 28 yaşıma corona karantinasında giriyorum resmen. Ben bu sene muhteşem olacak derken işte tam olarak bunu kastettim.. Hayatımda şimdiye kadar olduğu gibi yine bir yerden verince bir yerden alıyor Allah. (çok şükür) Ben bu sefer büyük bi kutlama olur diye düşünmüştüm. Her yer ışıl ışıl, kalabalıklar, müzikler, konfetiler, dansçı kızlar... hee tamam ya o sonuncusu bizde yoktu demi yine Amerikan yapımı filmlerin etkisi mazur görün. :) Benim arkadaşlarım yanımda olsa yeterdi. Dönüşümlü çalışmadan dolayı iş arkadaşlarımın bile yarısı yanımda olacak. En yakın arkadaşlarımdan biri evden çıkmıyor, biri de hastanede çalışıyor olacak. Ben her sene büyük bi kutlama beklerken, bu sefer en azından bu konuda böylesine dibe vurmayı istemezdim.

La ben kimin ahını aldım. Kim bu kadar sövüyor ebeme. Kim beddua ediyor bana çıksın la ortaya. Yok ya bişi yapmıcam. Hiç sinirlenmedim. Kızmadım. Bi konuşcaz o kadar. Neyssee..

Gelecek olan yeni yaşıma hiçbir şey demiyorum. Biliyorum ki hepsinden güzel geçecek yine. Zaten ben kurallarımı, hedeflerimi yeni yıla girerken koyarım yeni yaşa girerken değil. Her sene yeni yaş dileklerim sadece mutlu olmaktır. Ve ben hep mutlu olmayı bi şekilde başarırım. Canım kendim.

Altı değil beş gün sonra, gece devretti günü.

Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...



1 Ocak 2020 Çarşamba

Ulucami'de Zamanı Durdurmak

Bursa'ya ayak bastığında önce Tophane'deki Osman ve Orhan Gazi'den destur almadan rotanı
belirleyemez, gezmeye başlayamazsın. Peki ya sonrası mı?
Ulucami.
İkinci evim dediğim, huzur bulduğum.
Kapısından Besmele ile girdiğim, Hamd ile çıktığım.
Bu mekanda zaman yavaşlar, acele hareket edemezsin, hızlı düşünemezsin.
İmamın eşsiz sesiyle okuduğu Kur'an, şadırvandaki su sesine karışır. İçten içe kaynayan su, her
zaman en güzel bestesini çalar misafirlerine. Kalabalığın konuşmaları ise kulağa musikî şeklinde
gelir, sözler anlaşılmaz.
Dev vav harfinin altında Hızır (as) 'ı , ahşap oymalı hutbesinde parmaklarını gezdirirken Somuncu
babayı, mihrabını incelerken Süleyman Çelebi'yi, Kâbe örtüsünde Yavuz Sultan Selim'i, adımlarınla
içeriyi arşınlarken Yıldırım Beyazıt'ı, Emir Sultan'ı, hissedersin.
Ruhsal olarak yorgun hissettiğim zamanlar, geçerdim pencere kenarına bağdaş kurar ve caminin
içinde gözlerimi gezdirirdim sonra da dışarıdaki koşuşturmalı hayatı..Hayattan kısa süreliğine
soyutlanıp sadece izleyici ve şahit olmuşundur. Kafanda hiçbir olumsuz düşünce kalmamıştır,
gerçi zihninde hiçbir düşünce kalmamıştır. Bu kısa süreli hipnozdan sonra bilirsin ki; içeri girerken
ayakkabınla beraber kapıda bıraktığın bütün dertlerin olanca ihtişamıyla duruyordur. Ama artık
çok da umrunda olmayacak, üzerinde uzun uzun düşünmeye değer bulmayacaksındır.
Olan olmuş, olacak olan da zaten olacaktır.

Hilal GÜLÇİÇEK

8 Ekim 2019 Salı

Yaz Benimse Kış Da Benden

Arabanın üstüne düşen yağmur damlaları eşliğinde uyumaya çalışıyorum. Bi yerde tıkırdayan yağmur sesi bana hep çocukluğumu, çocukken yaylada babaannemle birlikte kaldığım zamanları hatırlatır. Huzurlu bi uyku vardı o anlarda yine aynı huzurla uyumaya çalışıyorum ama bu sefer biraz rahatsız bi ortamda. İlk defa arabada uyuyorum. İlk defa kendi arabamda uyuyorum. Tabi uyuyabilirsem. Dışarıdaki köpek sesleri hiç bitmiyor ıslandıkça daha çok havlıyorlar.
Burada olmak güzeldi, benim için farklı bi deneyimdi. Daha güzel olabilirdi ama olmadı, olanla yetinmek zorunda kaldım. Birini yolda yolculukta tanırsın en iyi. Evet tanıdım ama kendini gizleyen gizlemeye çalışan birini ne kadar tanıyabilirsin ki nerede olursan ol, bi noktada hep gizli kalacaktır. Yarım kalacaktır. İstediğin kadar yarım kal benim canımı acıtan ya da umursadığım bi olay değilmişsin bunu net bi şekilde anladım. Yine kendi kendime yazdığım yazılar, birine hitaben yazılan cümlelere dönmeye başladı. Ben kendimi anlatırken en çok bu hatayı yapıyorum sanırım. Kendimi birine anlatmaya çalışıyorum. Halbuki benane! Ya da senane!
Kafamın içinde dönen anlarda, hep bir oyun hep bir eğlence hep bir dalga geçiş var. En çok da kendimle dalga geçmezse nasıl nefes alacağım bilmiyorum. İnsanlara iyimserlik aşılarken kendimden fazlaca verdiğimi fark ediyorum çoğu zaman sonra ne mi oluyor. Öyle bi an geliyor ki içimdeki karamsarlıkta boğulduğumu hissediyorum. Yavaş yavaş gelen yok oluş daha açık nasıl ifade edilebilir ki. Ama ben bunun da üstesinden geliyorum. Bu yıkıklığımla da dalga geçerek. Çünkü bugün bir cümle okudum doğruluğunu bildiğim aslında her zaman aklımda olanın kelimelerle ifade edilmiş haliydi " Bu vakit geçip gidecek."
Hangi an olursa olsun bu vakit gerçekten geçip gidecek, izin mi vereceksin bu bedbahtlığa, bu karamsarlığa bu mutsuzluğa. Ben vermem. Veremem.

Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...

25 Şubat 2019 Pazartesi

Hayat Bana Güzel 💙

Hayat bana güzel
Bu aralar çok sık duydum bunu. Belki içinden söyleyip yüzüme söylemeyenler de olmuştur kesin. Hayat bana güzel. Evet gerçekten güzel. Hayattan zevk almak, her daim iyi tarafı görmek benim dünyaya gelme sebebim. Kalıtsal olarak ruhuma işlenmiş bir şey sanki bu durum. Doğal olarak da insanlara sanki hiç bi derdim yokmuş ben hiç üzülmezmişim ya da umursadığım hiç bir şey yokmuş gibi düşündürüyor.
Benim de sıkıntı çektiğim konular var valla var arkadaşlar. Ama ben onları hayatımın merkezi yapamam ki. Benim hayatım sadece sıkıntılı anlardan ya da sadece mutlu anlardan ibaret değil. Ama üzüldüğüm noktaları asla göstermem yansıtmam kimseye. Sadece mutlu anlarımı paylaşırım. Mutluluk paylaştıkça çoğalır. Aslen her şey paylaştıkça çoğalır.
Çok mutsuzum hayat çok kötü mutlu olamıyorum hayattan zevk almıyorum dediğimi düşünsenize. Ne kadar korkunç değil mi? Sürekli böyle konuşan biri olsa yanınızda sizi de sürekli bi mutsuzluğa sürükler. Mutlu degilsem bile, huzursuz bi durum varsa bile varmış gibi davranmıyorum ona. Mutsuzluk kendini bir şey sanmasın, bu tarafta kaale alınmadığını anlasın da defolsun gitsin diye. Bu sebeple hayat bana güzel. Neden olmasın ki çok şükür sağlıklıyım, ailem sağlıklı, arkadaşlarım çok iyi, yüzümü güldüren insanlar var, işim gücüm var, her gün nefes alabiliyorum, her gün güneşi görebiliyorum, istediğim kadar kahkaha atabilirim. İsteyene milyon tane sebep sayarım.
Kendime kendi isteklerim doğrultusunda fırsatlar buluyorum. Yapmak istediğim şeyleri gerçekleştirecek ortam sağlıyorum. Ben kendimi düşünüyorum. Çünkü beni, benim kadar düşünebilecek benden başka kimse yok. Hayatı kendine güzel kılan insanın kendidir.
Herkes hayata ve sana kendi penceresinden bakar. Seni en çok düşünen insan bile ‘bence’ olgusu üzerinden düşünür bu da bi dipnot olarak kalsın burada.
Ne demiştik ‘hayat bana güzel’ o zaman bu da benim şarkım olsun. 💙

Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...

7 Kasım 2018 Çarşamba

Wonder Woman ~ Savaşgetiren

Gününüz güzel başlasın, güzel geçsin. Benim için güzel başladı diyebilirim. En azından şuan aklımda olan işlerden birini tamamlayıp kitap yorumlarımdan birini yazıyorum. Aslında ben bu kitabı okuyalı biraz zaman oldu. 

Kitap kapak tasarımı olarak muhteşem. Benim gibi süper kahramanları çok seven biriyseniz hikaye ayrı muhteşem. 

17 Ekim 2018 Çarşamba

My Dreams World

İnsanlar büyüdükçe hayal dünyaları küçülür. Genelde bunun böyle olduğunu söylerler, ben olmaması için elimden geleni yapıyorum. Yeryüzünde gerçek olmayacak her ihtimale inanıyorum yoksa akıl sağlığımı korumam mümkün olmaz. 

Gerçeklerden uzak durmak da sürekli olarak mümkün olmadığı için arada ciddi tosluyorum duvara. Hayatın gerçekleri. Baamm! Şu hayatın aslında düşündüğümüz ya da içinde bulunduğumuz gibi olmadığını anladığımız anlar. Şunu iyice öğrenmemiz gerekiyor ki başkalarının hatalarından biz sorumlu değiliz. Neden olalım. Birbirinden bağımsız ayrı hayatların kendi yaptığı seçimler bunlar.
Diğer insanların tercihleri sebebiyle bunu kendine dert edinen salaklarız biz sadece. Salak olduğumu fark ettim yine. Bu sebepler artık umrumda olmayacak. ( NOT: Yine 3 dakika sürecek kurallarımdan biri daha.) İnsan neyse o sonuçta değişmez.

Başkalarının gerçeklerini kendi dünyama sokamam. Ben en iyisi sonsuz hayal dünyama geri döneyim...

Hgk Günlükleri'nden sevgilerle...