14 Mayıs 2020 Perşembe

Hayal mi? Kuralım.


Sürekli bir şeyler alırken harcadığımız para, o parayı kazanmak için harcadığımız zaman yani ömrümüzdür aslında. Tamam doğru. Peki sürekli kurduğumuz hayaller ne? Onları da kurmak için ömrümüzden harcamıyor muyuz? Bu zamana kadar kurduğun hayalleri düşün mesela. Onları düşünmek için harcadığın zaman onları düşünürken harcadığın hislerin yanında hiçbir şey. Hayal kurarken hislerimizden harcarız. O hisleri sağlayan ruhumuzdan harcarız. Sürekli alışveriş yapmak, hayal kurmaktan daha ucuz aslında. Çünkü boş yere harcadığımız duyguların yerine yenisi asla gelmiyor. Benzerleri gelse dahi asla aynısı olmuyor. En güzel duygularımızı, güzel olması şart değil kötü de olsa tüm duygularımızı sürekli hayal kurarak, sürekli benzer şeyleri düşünerek tükettiğimizde yaşarken kullanacak ne bulacağız?


Mütemadiyen düşünüyorum benim hastalığım bu. Artık yazmayı eskisi kadar önemsemediğim için hepsi sadece bende kalıyor. İçimde büyüyor büyüyor dağ gibi beni eziyor ya da sel gibi beni boğuyor. Bunun zararı en çok bana oluyor. Bir de en yakın arkadaşıma.
Düşündüm, düşündüm, düşündüm. Kafamda kurdum, dibe vurdum. En sevdiğim kısım her zaman bu oluyor. Çünkü aşağı inmek uzun ve acılı olsa da dibe vurduktan sonra sıçrayarak çıkışım çok daha kolay oluyor. 
Ve hepsi en dipte kalıyor. Düşündüklerim, hissettiklerim en yoğun, en vurucu haliyle dipte kalıyor hiç birini yanıma almadan çıkıyorum. 

Yaşamayı denerken kendimi tüketiyorum gibi hissediyorum. Hayal kurarken biliyorum eğer gerçekleşmezse bu ilk hayal kırıklığım olmayacak. Ben yine gamsız, umursamaz, dimdik ayakta olduğumda ruhumdan dökülenleri kimse görmeyecek. Bazı şeylerin elimden kayıp gideceğini düşünsem benim hissettiğim aslında ellerimin gidişi gibi. Mesela bedenim yüzyıllık bir çürümeye maruz kalmış da un ufak olacakmış gibi hissederim. Daha anlaşılır bir şekilde anlatmaya çalışayım; ben uçmayı böylesine çok severken uçmayacak olmayı düşününce o tepelerden ruhum eriyip akıyor gibi ama gözümden bir damla dahi yaş akmıyor. 
Kendime bunu yapmamam gerekiyor. En azından olumsuz durumlarla ilgili, henüz gerçekleşmemiş belki de hiç gerçekleşmeyecek durumlarla ilgili kendimi böyle hırpalamamam gerekiyor. Farkındayım. Bunu bir  şekildeyaptım diyelim. Peki kurduğumuz o güzel hayaller ne olacak gelecekle ilgili. Yaşayacağımız, yaşama ihtimalimizin olduğu, belki de asla yaşayamayacağımız o güzel anları hissederken de harcıyoruz kendimizi. Olmadığı anda hepsini bir kenara bırakıp devam ettiğimizde ruhumuzun daha büyük parçasını bir kenara bırakıp devam edeceğimizin farkında mısın? İşte ben bunu her fark ettiğimde gözümde bir damla yaş beliriyor. Bunu yapmayız. Yani olmama ihtimalini düşünerek hayal kurmayız. Sadece hayallerimizin içine kendi parçalarımızı bırakırız. 

Ben sevdiğim adamı düşündüğüm her anda bir parçamı bırakıyorum, damarlarımdan bir damla kan, ciğerlerimden biraz nefes, bedenimden kopan bir parça et belki...bir şeyler hep o anda kalıyor. Aslında bunlar ruhumdan dökülen duyguların parçası her zerremde hissettiğim.

Hayal kurarken cimri olalım demiyorum. En çok hayallerimiz için kullanalım duygularımızı, ruhumuzu. Kullanırken temkinli olmamız,olmam, gereken nokta -kuruntu denilen- kötü şeyleri düşünüp düşünüp ruhumuzu kararttığımız, ruhumuzdaki karanlıkları gün yüzüne çıkardığımız düşünceler. Yaşanan her günle birlikte daha kaygılı bi insana dönüştürür. Kendi ürettiğimiz vesveselerde boğuluruz. Nereden biliyorum? Tabi ki kendimden. ;)

Hgkgünlükleri'nden sevgilerle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder