1 Ocak 2020 Çarşamba

Ulucami'de Zamanı Durdurmak

Bursa'ya ayak bastığında önce Tophane'deki Osman ve Orhan Gazi'den destur almadan rotanı
belirleyemez, gezmeye başlayamazsın. Peki ya sonrası mı?
Ulucami.
İkinci evim dediğim, huzur bulduğum.
Kapısından Besmele ile girdiğim, Hamd ile çıktığım.
Bu mekanda zaman yavaşlar, acele hareket edemezsin, hızlı düşünemezsin.
İmamın eşsiz sesiyle okuduğu Kur'an, şadırvandaki su sesine karışır. İçten içe kaynayan su, her
zaman en güzel bestesini çalar misafirlerine. Kalabalığın konuşmaları ise kulağa musikî şeklinde
gelir, sözler anlaşılmaz.
Dev vav harfinin altında Hızır (as) 'ı , ahşap oymalı hutbesinde parmaklarını gezdirirken Somuncu
babayı, mihrabını incelerken Süleyman Çelebi'yi, Kâbe örtüsünde Yavuz Sultan Selim'i, adımlarınla
içeriyi arşınlarken Yıldırım Beyazıt'ı, Emir Sultan'ı, hissedersin.
Ruhsal olarak yorgun hissettiğim zamanlar, geçerdim pencere kenarına bağdaş kurar ve caminin
içinde gözlerimi gezdirirdim sonra da dışarıdaki koşuşturmalı hayatı..Hayattan kısa süreliğine
soyutlanıp sadece izleyici ve şahit olmuşundur. Kafanda hiçbir olumsuz düşünce kalmamıştır,
gerçi zihninde hiçbir düşünce kalmamıştır. Bu kısa süreli hipnozdan sonra bilirsin ki; içeri girerken
ayakkabınla beraber kapıda bıraktığın bütün dertlerin olanca ihtişamıyla duruyordur. Ama artık
çok da umrunda olmayacak, üzerinde uzun uzun düşünmeye değer bulmayacaksındır.
Olan olmuş, olacak olan da zaten olacaktır.

Hilal GÜLÇİÇEK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder